DETAY

Bilimsek Farkındalık ile!!

AKIŞDA OLMAK, AKIŞDA KALMAK, AMA NASIL?


Yaratıcı kişilerin sık sık deneyimledikleri, çaba gerektirmeyen bir durum olduğu söylenir akışda olmanın. Hatta akışda olduğunda kişi, hayat, iş projeleri kendiliğinden ilerler ve en yoğun konsantrasyon bile çaba gerektirmez. Çok keyifli, hayatın yağ gibi aktığı hissinin yaşandığı bir durumdur bu. Yumuşak fakat güçlü bir mutluluk ve sakinlik hissi çoğunlukla hem bedende hem zihinde bulunur. Yaşadığının en büyük olaylar karşısında bile bu sakinlik ve huzur devam eder.

Bilim meditasyonu ciddi olarak araştırmaya başladığında akışda olma deneyiminin şaşırtıcı tarafı da tam olarak anlaşılmaya başlandı.

1950’li yıllarda fizikde bir grup madde üzerinde süper akışkanlık denen bir deney yapıldı. Mesela sıvı Helyum -273 dereceye kadar soğutulduğunda bir kabın kenarından yukarı akma, çok küçük deliklerden geçme ve hareketlendirildiğinde sonsuza kadar akma yeteneğine sahip olur. Bunun tek nedeni helyumun soğutulmasıdır. yeterince soğuduğunda helyum atomları rasgele hareketi bırakıp bir düzene girerler ve o kadar düzenli olurlarki sürtünmesiz akarlar. Çok soğutulan maddeler aynı zamanda süper iletkendirler ve elektrik iletme yetenekleri yüksektir.

Bunun insanla ne ilgisi var diyebilirsiniz. Aynı şekilde düşünce süreci soğutulunca, bilinçde süper akışkanlık ortaya çıkar. Düşünce sürecinin soğutulmasının en etkin yolu da meditasyondur. Zihin meditasyon sayesinde daha sakin olduğunda, bir düzen içindedir ve böylelikle sessizliğin tam düzenine yaklaşır. Yani yaşamla sürtüşmeden, zıtlaşmadan birlikte yürümek, Akışda olmak, akışda kalmak için meditasyon en büyük ilacınız olabilir.