DETAY

Şu an yaşanan pandemi, tarihte yaşanmış örnekleri ile tekrar etmeyeceğini garanti etmezken sorunun ana kaynağına inmenin önemi karanlıklar içersine ışık tutulmayı bekliyor.

Uzay Sezen’in aktardığına göre Amerikan Bilim Akademisi’nin yayın organı PNAS’de yayınlanan bir bilimsel çalışma bugün yaşadığımız bulaşıcı virüs buhranının geliyor olduğunu adeta eşkal belirterek uyarısını yapmıştı. Araştırmacılar, adını WIV1-CoV verdikleri bir virüsün Wuhan canlı hayvan pazarlarında kol gezdiğini ve insan hücre yüzeylerindeki ACE2 algılayıcısını kullanarak hücre içine girebileceğini belirtmiş, hastalığın patlak vermesinin an meselesi olduğunu öngörmüşlerdi. Dört yıl sonra bela geliyorum dedi ve geldi.

Tavsiyeler reçete gibi yayınlanırken çoğu bilginin kaynağı belirsizsizliğini koruyor. Fakat belirsizlikten gelenin içinde kişiye nokta atışıyla yakalayan zerre bir kelime varsa dahi, dostuna sarılır gibi, sırtını dağlara yaslar gibi kucaklıyor şu an ki psikoloji her türlü bilgiyi.

Aktarlarda bağışıklığı güçlendirici macunlar yok saterken bir taraftan da Belgrad Ormanları’nda stres atmaya çalışılıyor. Çok sıkıldık çoluk çocuk diyip göl kenarında ördeklere ekmek verilirken bir taraftan da hafif ateş ve öksürüğü olan şundan bir kaç  hafta önce umursamazken acillerde alıyor soluğu.

Bir tarafta kayıtsızlık bir tarafta endişe.

Olan durumu olduğu hali ile duru bir gerçekliğin penceresinden görebilmek belli bir azınlık için mümkün iken büyük bir nüfus için anlaşılır olanı dahi çaresiz bırakıyor.

Olan biten, kalan giden, azalan çoğalan, maddi manevi yaşananlara karşılık gelen süreci anlamaya karşılık ‘direnç’ mekanizması inat ediyor ve galip geliyor.

Basitçe, çocuğunun hoşa gitmeyen davranışlarının altında yatan nedenleri anlamaya çalışmaya karşılık ebeveynin kendi bildiğinden ödün vermediği dirençlerine benziyor, kabulde olabilmek  yerine kabul görmek isteği.
Şu an yaşanan pandemi, tarihte yaşanmış örnekleri ile tekrar etmeyeceğini garanti etmezken sorunun ana kaynağına inmenin önemi karanlıklar içersine ışık tutulmayı bekliyor.

İnsanın hayatta kalabilmeyi açgözlülüğe karşılık gelen davranışlar üzerinden şekillendiriyor olmasından beri, diğer  canlılar da varolabilmek neslini devam ettirebilmek üzere bir virüs veya bakteriyi insanlara sıçratma eğilimi olabilmekte ve bu evrimsel açıdan oldukça başarılı bir yönelim olarak değerlendirilebilmektedir.

Tüm konu basitçe günlük rutini dışına çıkmaya zorlandığında bir canlının, biyolojik olarak hissettiklerinin tüm sistemine  etkileri ve girdiği strese karşılık, kendi neslinin devamının tehdit altında olduğu baskısını tüm hücrelerinde bir hayatta kalma mücadelesine dönüştürmek üzere, savunma mekanizmalarını devreye sokarak elinden geleni ardına koymaması şeklinde özetleyebiliriz.

Şu günlerde herkesin ortak isteği iyi hissetmek için özgürce ve korkusuzca  dışarıda olabilmek öyle değil mi?

Ne kadar doğal bir istek !!

Günlük rutinlerin dışında olmaya mecburuz bir anlamda ancak burada hayvanların günlük rutinlerinin dışında bir yaşama zorlanmalarından en  belirgin farkımız koşullarımızdır. Onlar berbat olan yaşam koşullarına mecbur bırakılırken, şu bir kaç haftadır insanlar  evinin çatısı altında  olmasına rağmen dışarı çıkamamanın mutsuzluğunu, sınırlanmışlığını yaşıyor.
Ben bireysel çalışma yaparken danışan ile tek bir  konu, öncelikli sorun ne ise çözülmesi arzu edilen , seans öncesinde belirlemesini isterim. Seans başladığında belirginleşse de asıl mevzu, seansa farkında gelinmesi hızlı yol almada etkili oluyor. Sıkıntının en dibine doğru saatler süren bir yolculuğa başlıyoruz.

Bu kez bir seansın sonunu beklemeden aydınlandı etraf.

‘Keşke rahat rahat çıkabilsek dışarı korkmadan’, dedi dış ses, tüylerim ürperdi ve film şeridi gibi vizyonlar belirdi kafamın içinde.
İçimde ışık hızında görüntüler, sesler, sessizlikler olan bir seans başladı.

-Dışarıya rahat rahat çıkabilseydin en kötü ne olurdu?

Bugünkü koşullarda en kötü; corona virüsü bana da bulaşır, cevabını alırdık sanırım soruyu kime sorarsak.
Bir sorun bir soru haline geldiğinde ve o soru farklı sorular ile sorgulama başlattığında zaman tersine akmaya başlar.
Sorun olan konunun duygusundan yola çıkarak duygudaş geçmiş olaylar teker teker yüzeye çıkar bilinçdışından.
Kendi varoluşundan itibaren tüm geçmiş yaşantın ve kodların, atalarının, nesillerinin bıraktığı bilinç ve kodların, kollektif bilincin sende ki programları.

Küresel bir sorunun kişide ki bireysel karşılığına ait duygusuna inerseniz, bu duygu başlangıç noktası olur ve  yine küresel düzlemde aynı duyguya karşılık gelen ilk hatırladığınız bilginin ne olduğuna doğru ve sırayla yakın zamana ilerleyen bir yolculuk başlatırsınız.

Örneğin şu an varolan ‘covid-19’ pandemisinin sizde ki duygusal karşılığını bilinçdışınızda kazmaya başlarsak, sonucun tüm dünyanın işin içinde olduğu bir sorunun başlangıcına gitmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Bir çemberin çizimi esnasında kalemin başlangıç noktasından yola çıkması ve çemberi kapayan noktada yine aynı yere dönmesi gibi.

Sürekli korku altında yaşayan ve doğal rutinleri dışında yaşamaya mecbur bırakılan diğer canlılara küresel olarak inceleme başlatırsanız derinlere gidebilirseniz.

Aksi takdirde sığ sularda yüzmeye devam eder, güvenli bölgeden ayrılamaz ve gerçekle karşılaşma fırsatı yakalayamazsınız.

Mülteci sorunu
Çocuk istismarları
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri
İnsan ticareti
Örtük kölelikler (seks, maden, çocuk işçi vb.)
VE
Hayvan işkenceleri
Hayvan istismarları
Hayvan köleliği

İnsanın hayvanlar üzerinde kurduğu gaddarca iktidar ve ihtiyaçlarının ötesinde onları kendine yem yapma ve yeme arzusu...
Tümü için belli kaynakları tarama ve araştırma yapma herkesin insanlık görevidir.
Bir sonra ki salgının çıkış yeri yine bir hayvan olduğunda sizin üzerinize düşeni yapmış olmanız dileği ile..

Not: Nature Medicine bilim dergisinde 17 Mart’ta yayınlanan yeni bir inceleme virüsün kaynağının soyu tükenme noktasına gelen, fakat kaçak yollarla Afrika ve Malezya’dan yakalanarak Çin'in canlı hayvan pazarlarında satılan, pullu karıncayiyen olma olasılığının çok güçlü olduğunu gösterdi.

Dünya Sağlık Örgütü'nün danışmanlığında yönetmenliğini Stephen Soderberg’in üstlendiği 2011’de gösterime giren Salgın filmi bu şaşırtıcı değişinimlerin olabilirliğini gösteren eğitsel bir yapım niteliğinde. Film başarılı bir biçimde, yarasadan insana sıçrayan bir koronavirüsünün insan içindeki bir başka virüsle karılarak korkunç derecede bulaşıcı ve öldürücü bir pandemiye yol açan, yeni bir virüsün ortaya çıkışını gerçekçi biçimde anlatmakta. (Bu notun ve ilk paragrafın kaynağı https://haber.sol.org.tr/bilim/koronavirus-dogal-yollarla-nasil-evrildi-283193)

Yazan:Nejla Ceylan Özveren
Düzenleyen:Dr.Onur Metin