DETAY

ana sayfa / detay
geri dön

HIZLI ERİŞİM

Hayallerinizin Gerçekten Yaratıma Gireceğinden Nasıl Emin Olabilirsiniz?
Evren dileklere cevap vermez, umutlara da cevap vermez. Evren, beklentilere, odaklandığınız şeye cevap verir, daha da net ifade edersek, Evren her zaman titreşime cevap verir.

Her biriniz titreşimsel varlıklarsınız, içinde bulunduğunuz gerçeklik çok çeşitli titreşimlerden oluşuyor. İşte bu durum, sizin düaliteyi (zıtlığı) tam olarak yaratıma girmiş formuyla keşfetmenizi sağlıyor.

Her birinizin henüz fiziksel formda yaratıma girmemiş hayalleri ve arzuları var ve bize sıklıkla sorulan soru, “nasıl hayallerimin gerçekten yaratıma gireceğinden emin olabilirim?” İşte bu konuda biraz daha konuşarak, yaratım hakkında berraklık getirmek istiyoruz.

Tüm yaratımlar tamamen aynı şekilde gerçekleşir, istenmiş olsunlar, olmasınlar hiç fark etmez. Her şey aynı prensip ve yasalarla gerçekleşir. Sahip olduğunuz her hayal, her arzu, burada fiziksel gerçeklikte yaratım potansiyeline sahiptir. Hiçbir hayal çok büyük, hiçbir arzu ulaşılamaz değildir.

Şimdi bunu söylemişken, basitçe her şeyin titreşimsel olarak var olduğunu da ekleyelim. Düşünceler kelimenin tam anlamıyla fiziksel yaratımlara dönüşüyor. Ama nasıl? Eğer her şey titreşimsel olarak var oluyorsa, bazı şeylerin yaratıma girip, diğerlerinin girmesini engelleyen şey nedir? Odaklanmanız, beklentileriniz, duygularınız, gerçekleşen her şeyin yaratılmış versiyonunun katalizörüdür.

Her şeyin bir titreşim frekans hızı vardır, her şeyin belli bir hızda nabzı atar. Eğer bir şey sizin gerçekliğinizde yaratılmışsa, en sade haliyle o deneyimin titreşim hızına uymuşsunuzdur. Sevgi, takdir, uyum, rahatlık, neşe, saadet ve benzerlerini hissettiğinizde, titreşiminizin hızlandığını biliyorsunuz. Aynı şekilde, korku, öfke, panik, umutsuzluk ve benzerlerini hissettiğinizde yavaş titreştiğinizi de biliyorsunuz.

Biz sıklıkla yan yana giden iki tren benzetmesini kullanırız. Eğer iki tren de saatte 100 km hızla gidiyorsa, bir trenden diğerine atlamak zor olmaz. Ancak, trenin biri 100 km, diğeri 5 km ile gidiyorsa, yana doğru düşüp sürüklenmeden bir trenden diğerine atlamak neredeyse imkânsızdır.

Benzer, benzeri çeker, odaklandığınız şey büyür, sadece eş-titreşimde olduğunuz şeyi deneyimlersiniz, büyük ihtimalle bütün bu anlatımları duydunuz. Bunlar elbette gerçek ve doğrudur. Arzunuzu burada fiziksel gerçeğinizde yaratmak için onun titreşim hızına uymalısınız. İşte bu kadar basit.

Peki, daha çok istediklerinizi, daha az istemediklerinizi yaratmaya nasıl başlarsınız? Harika bir soru. Buna zihninizin odaklandığı şeylere izin vermek konusunda çok daha incelikli davranarak başlarsınız. Çoğu insanoğlu, önlerinde yaratıma giren deneyimlerin nasıl hissettiklerini belirleyen faktör olmasına izin veriyorlar. Hayatlarındaki şartların, koşulların anda hissettiklerini dikte etmesine izin veriyorlar.

Elbette, bu sadece zaten yaratımda olanların daha fazla gelmesini sağlıyor. İşte bundan dolayı hayatlarında çok az şey değişiyor. Ah, evet, farklı bir gün, farklı bir kurgusu var, farklı bir yerde ama bütüne bakarsanız, neredeyse her şey aynı kalıyor. Sebep ise hayat şartlarının odaklanmalarını yönetmelerine izin vermeleri.

Peki, nasıl farklı bir şey getirirsiniz? Farklı bir şeye odaklanmayı seçerek. Her birinizin hayatında iyi giden bir şeyler var, takdir ettiğiniz şeyler, düşünmeyi sevdiğiniz şeyler. Bazılarınızın odaklanacağı pozitif şeyleri diğerlerinden daha çok ama hepiniz bir şey bulabilirsiniz, sorgusuz sualsiz size neşe, keyif getiren bir tek şeyi.

Şimdi burada hepsi daha iyi olmaya başlıyor. Dünyanızda hayallerini gerçekleştirmenin yolunu bulmuş gibi görünen diğer kişiler var ve biz de bunu sizinle paylaşacağız.

Hayatınızda bir amaca hizmet edecek, niyetlerinizle oluşturduğunuz deneyimler yaratmak için, düşüncelerinizde ve odaklanmanızda yeterince maksatlı olmaya başlamanız ve sizi uyum ve hizalanmaya taşıyacak düşünceler, dolayısıyla da hisler bulmalısınız. Görüyorsunuz değil mi, herhangi bir şeyle hizalanmadığınız bir an yoktur, bir şeyle uyum içinde olmadığınız bir zaman yoktur. Ama neyle uyum içindesiniz?

Her zaman yaratıyorsunuz, yaratmadığınız bir an bile yoktur. Ama istediklerinizi daha çok yaratmanız için işinize yaramayan şeylerdeki tüm odağınızı salıvermeli ve yoğun bir şekilde işinize yarayan, sizi mutlu eden şeylere odaklanmalısınız. Size tatmin getiren, huzur hissettiren, neşe, sevgi mutluluk hissettiren tüm düşüncelere odaklanın. Sadece o zaman sizi daha da iyi hissettirecek hisleri getirenlerin artacağından emin olabilirsiniz.

Yaratım, aslında olduğundan çok daha karmaşık bir şeymiş gibi anlatılıyor. Aslında çok basit. Sizi memnun eden şeyin titreşimine, sizi memnun eden düşünceler bularak eşleşin. Sizi temin ederiz, ahenkli ve iyi hissetmeye o kadar alışkın olacaksınız ki, düşünceleriniz esenlik ve huzurdan kaymaya başladığında hemen mucizevi bir şekilde bunun farkına varacaksınız.

Hayalinizin gerçekleşmesi için, bütün bir gün hiç durmadan özellikle ona odaklanmanız gerekmiyor, bu genelde kendi direncini yaratır, çünkü arzunuzun henüz ortada olmadığının fazlasıyla farkındasınızdır. Onun olmamasına odaklanmak, gerçekliğinizde onun yaratılmamasıyla sadece bu duygunun daha da çoğalmasını sağlar. Düşüncelerinizi iyi hissettiren şeylere daha sık odaklayın ve Evren aradığınız şeyi size getirmenin yollarını bulacaktır.

Potansiyel sorun ya da zorluklar olarak gördüğünüz şeylerdense, sizi memnun eden şeylere odaklanma konusuna biraz daha gayretle zaman verseniz, hayalleriniz en hayret verici, en keyif verici şekillerde gerçekleşecektir. Potansiyel sorun ya da zorluklara odaklanmak sadece sorunları büyütür. Hayatınızdaki iyiyi büyüteç altına alın ve daha da iyiler gelecek, bu bir garantidir ve biz bunu sizlerle tam ve kuşku götürmeyen bir kesinlikle paylaşıyoruz.

Sevgi ve Işıkla

https://moralev.wordpress.com/